Yoldan geçen adam kaldırım yapan ustanın yanına yaklaşmış ve selamlaşmadan sonra sormuş:
Ustacım ne yapıyorsun ? Ustada kaldırım yapıyorum. Çocuklarımın rızkını kazanıyorum demiş.
Az ötede çalışan ustanın yanına da giderek selamlaşmadan sonra ustacım siz ne yapıyorsunuz diye yine aynı soruyu sormuş. Usta soruyu soran adamın yüzüne uzun uzun bakarak; gururla ve samimi bir dil ile Ben burada kaldırım yapmıyorum, ben burada ‘’ Medeniyet İnşa ‘’ ediyorum demiş.
Yaptığımız iş ne olursa olsun, özümseyerek yapmak insana ayrı bir tat veriyor. Çalışmak ibadettir düsturu ile hareket ettiğimizde aşılmayan karlı dağlar aşılıyor.
Medeniyet inşa etme gayretinde olan bendenizin gönlünde her dem var olan her dem telefonuma cevap veren gönül insanı şirketimizde ayrı illerde de olsa aynı odada çalışıyormuş gibi onunla Türksat çatısı altında çalışmaktan gurur duyduğum Tarnet Genel Müdürü Huzeyfe Yılmaz beyi Hatıralarla Türksat yazı dizimizin ikinci durağında konuk ettik.
Kendisine bizlere değerli zamanını ayırdığı için Öz İletişim İş Sendikamız adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Sizi tanımayan okurlarımız için Huzeyfe Yılmaz kimdir?
Huzeyfe Yılmaz, bir mühendis, bir baba ve Türkiye sevdalısı. Benim hikayemden öte önemli olan beraber aynı hikâyenin içinde olabilmek, hikayeler birlikte olunca değerli. Hayatımızda geçtiğimiz süreçleri paylaşmak adına;
1977 yılında Bolu Yeniçağa’da doğdum. Kocaeli Üniversitesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Gazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğinde yüksek lisansı ve aynı süre zarfında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde dil eğitimini tamamladım.
2001-2005 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde Mühendis ve Teknik İşler Müdür yardımcısı olarak çalıştım ve 2005-2014 yılları arasında Türksat A.Ş’de, bu büyük okulda, bu güçlü ailede birçok kademede ve görevde bulunarak iş hayatımın belki de, en anlamlı dönemlerini yaşadım. Sırasıyla Ankara İl Müdürü, Teknik İşletme Müdürü, Kocaeli İl Müdürü ve Altyapı İşletme Direktörlüğünde çalıştım.
Akabinde, Gençlik Spor Bakanlığı’nda; 2014-2018 yılları arasında Bilgi İşlem Dairesi Başkanı, 2017-2018 yılları arasında ise Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürü olarak görev yaptım.
Türksat A.Ş. ve Gençlik Spor Bakanlığı döneminde; Kablo TV Analog-Dijital Dönüşüm Projesi, Tsunami, Mobilgi, KYK Dijital Dönüşüm Projesi (KYKnet), Sporda Dijital Dönüşüm Projesi (Dinamik), EYOF 2016 Erzurum, Deaflympics 2017 Samsun, Oyunlarda İslam Düşmanlığı, Olimpiyat Okulu Çizgi Film, Farkındayız, NUSRAT Mobil Oyun ve Gençlik/Spor Veritabanı gibi önemli projeleri çalışma arkadaşlarım ile birlikte yürütmek nasip oldu.
2018 Aralık ayından itibaren de Tarım Kredi Kooperatiflerinin bilişim ve teknoloji alanındaki iştiraki olan TARNET A.Ş. ‘de Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürütmekteyim.
Huzeyfe Yılmaz için TÜRKSAT neyi ifade ediyor?
Hayata bakış açılarının herkese göre değiştiği ve çeşitlendiği bu dönemde, duygularımızı ifade etmekte bir o kadarda zor tabi, özellikle neredeyse bir insanın çalışma hayatının yarısına denk gelen 9 senelik bir süre için;
Örneğin bana göre, Türksat yukarıda da belirttiğim gibi büyük bir okul ve yetenekleri doğrultusunda çalışanlarını hayata hazırlayan bir üniversite, kimilerine göre de başarılarla dolu bir hayat hikayesi.
Aslında günümüzde hikayenizi yazabildiğiniz her kurum değerli, çalışanlarını robotlaşmaya iten günümüz sistemlerine nazaran, hele ki Türksat gibi teknoloji üreten, geliştiren ve bunu ihraç edebilmeyi başaran bir kurumda daha ne istenir ki!
Yapılan tüm anketlerde, iş ortamlarındaki memnuniyet oranının dibe vurması biraz da bu yüzden. Çünkü insanlar iş tatmini (üretkenlik azmi) yaşayamıyorlar, yöneticileri ister dikeyde ister yatayda olsun çalışanların hikayelerini yazmalarına fırsat vermiyor.
Bilimsel olarak eğitim ve öğretimde, yani okulda, öğrenmenin en önemli görevi, öğrencisini istekli hale getirmektir. İstemediği bir ödevi ya da bölümü, dersi bir öğrenciye belki bir süreliğine öğretir, sınav da kazandırırsınız ama asla sevdiremezsiniz. Türksat bize sevdirdiği gibi eminim şimdilerde daha çok sevdiriyordur.
-daha ne istenir ki!
Mezuniyet sonrası Ankara Büyükşehir Belediyesinde göreve başladınız. Orada teorik bilgilerinizi teknik anlamda uygulama imkânınız oldu. Daha sonrasında Türksat’ a yönetici olarak işe başladınız. İş hayatında tecrübenin önemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Burada tecrübeyi anlatmanın bizi biraz aşacağını; Tecrübeyi anlatmak için, bir Fatih, bir Cemil Meriç veya bir Seyyid Abdülhakim Arvasî olmak gerektiğini; Yani sahada, masada ve gönülde eğitimlerini birlikte tamamlamak gerektiğini düşünüyorum.
Lakin genç kardeşlerimize yol göstermesi adına;
Ne ararsan kendinde ara her şey senin içinde diyor düşünürlerimiz ‘’mütefekkirlerimiz’’ Mevlana’larımız Hacı Bektaşlarımız.
Tecrübede, başarıda aslında kendi içimizde, vicdanımızda. Hayat duygulardan ibaret insan için, tecrübe kavramı da öyle. Ayrıca iş ile sosyal yaşam arasındaki tecrübe kavramının ayrı değil birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
TÜRKSAT’tan sonra TÜRKSAT gibi önemli bir kuruma geçiş yaptınız? Orada da birçok stratejik çalışmalar yaptınız. Milli uygulamalar (Oyunlar) üzerinde mesailer yaptınız. İslami fobi oyunlarına karşı bir algı oluşturdunuz? Biz sizleri gıpta ile takip ettik, Gençlik ve Spor Bakanlığında yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Evet, özellikle geleceğimizi inşa edecek gençlerimiz çok önemli bir kurum Gençlik ve Spor Bakanlığı. Tabii biz görev itibari ile daha çok teknoloji ve dijital dönüşüm projeleri üzerinde yoğunlaştık. Gençlerimizin en çok vakit geçirdiği alanlara yönelik çalışmalar yürütürken bir yandan da onların geleceklerine yani iş ve aile hayatlarına yönelik projeler gerçekleştirdik.
Bunlardan en önemlisi; T3 Vakfı ile yaptığımız Deneyap Teknoloji Atölyeleri’nin Gençlik Spor Bakanlığı ile Türkiye’ye kazandırılması oldu. Bu proje ile ortaokul ve lise çağındaki gençlerimiz, Tasarım-Üretim, Robotik-Kodlama, Elektronik Programlama, Yazılım Teknolojileri, Havacılık ve Uzay Teknolojileri gibi alanlarda eğitimler alma imkanına sahip oldu.
Bununla birlikte, Tarihimizin eşsiz destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılında zaferin ruhunu günümüz teknolojisini kullanarak yaşatmak amacıyla Kamu’nun ilk mobil oyunu olan NUSRAT’I gençlerimizin imkanına sunduk. Oyun çok sevildi ve 2015 yılının en iyi mobil oyunu seçildi. 4 Milyon’un üzerinde kullanıcı tarafından indirilen NUSRAT’ı gençlerimiz severek oynamaya devam ediyor.
O dönemde gerçekleştirdiğimiz bir diğer önemeli projemiz ise, Oyunlarda İslamafobi gerçeğini gençlerimizin önüne sermek oldu. Bu bağlamda; İslamofobi hayatın her alanında özellikle de Dijital Oyunlarda kendine çok rahat yer bulabilmektedir. Dijital oyun dünyasının, internetten sonra en hızlı büyüyen sektör olması, kullanıcı yaş ortalamasının çocuklar ve gençlerden oluşması, İslamofobikler için yeni ve etkili bir mecra olmuştur. Üretilen dijital oyunlar; İslâm ve Müslüman düşmanlığı ile donatılmakta, İslâmofobinin yayılması konusunda birer vasıta olarak kullanılmaktadır. Bizler bu proje ile, gençlerimizin bir nebze de olsa farkında olmasını sağlamak oldu.
Huzeyfe Yılmazın Gençlik düşüncesi nedir? Gençlik bağlamında Yeni Türkiye Gençliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Gençliğe özel mesajınızı alabilir miyiz? Gençlere okumalarını tavsiye ettiğiniz kitap önerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle genç kimdir? Genç kime denir? Bunların cevabını vermek lazım. Klasik veya bilimsel kuşak kavramları ve sınırlarından ziyade gençlik kavramının aslında yaşam enerjisinden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz.
Türkiye’nin gençlerinin genç olduğu için mi değerli olduğu, yoksa hayatı erken anlayarak ve anlamdırarak; toplum için, milleti için, devleti için ve bu toprakların tüm zenginlikleri için değer ürettiği yani olgunlaştığı zaman mı değerli olduğuna karar vermeliyiz.
Sadece genç olmak değerli olmak anlamına gelebilir mi? Bu gerçeği konuşmalıyız. Kısaca her birey aslında bu topraklar için genç olmalıdır ama aynı zamanda olgun ve sorumluluk sahibi olmalıdır. Dünyamızın ve ülkemizin geçtiği güncel süreçler bunu bize dayatmaktadır.
15 Temmuz günü sokakta milleti için sorumluluk alan herkes veya başkaca bir somut örnek vermek gerekir ise; Teknofest’lerde roket üreten, tarım teknolojileri üreten, iletişim teknolojileri üreten takım üyelerinden başlayarak, Rektörüne, Danışman Hocasına, Devletimizin en tepe noktasından, Bakanlarına veya ilgili kurumların yönetici ve Genel Müdürüne kadar aslında hepsi gençtir. Yeni Türkiye Gençliği demek yaşam enerjisi olan heyecanı olan, üretmeden tüketim olmayacağını bilen birkaç neslin ortak adıdır aslında.
Kitap konusuna gelince, kitap okumalarını sene içerisinde belli süreçlere yaysınlar. Aslında tam olarak ifade etmek gerekirse arkadaşımız eğer bir mühendis ise, okumalarının %40’ını mühendislik okumalarına ayırıyorken, %30’unu sosyoloji, %30’nu da uluslararası ilişkilere ve siyaset tarihine ayırmalı. Teolojik olayların günümüzdeki sorunların temelini oluşturduğunu bilirsek, nereye gideceğimizi, hangi teknolojileri üreterek toplumun faydasına ve dünyamızın refahına sunacağımızı daha iyi kavrayabiliriz.
Gençlerimize, Ali Fuad Başgil’in 1949 yılında yayınlanan “Gençlerle Başbaşa” kitabını önerebilirim. Bu kitap; içerdiği öğretici ve aydınlatıcı bilgiler sayesinde gençlere bir rehber görevi görüyor. Gençlerin giderek yozlaştığı, birbirleri şurada dursun anne babalarına bile saygısızca davrandığı, teknolojik aletlerin ve internetin kölesi olduğu günümüz koşullarına baktığımızda, kitabın ne kadar doğru noktalara parmak bastığını görebiliriz.
Tarnet hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
1996 yılında Tarım Kredi Kooperatiflerinin teknolojik ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan TARNET bugün; kamu ve özel sektördeki kurum ve kuruluşlara özgün projeler geliştirerek yazılım hizmetleri, donanım tedariki ve iletişim altyapısı hizmetleri sunmaktadır. Aynı zamanda Tarım Kredi Kooperatiflerinin internet servis sağlayıcısı olan TARNET; Türkiye’deki ilk kooperatif sermayeli teknoloji entegratörüdür.
ERP (Kurumsal Kaynak Yönetimi) ve E-Dönüşüm uygulamalarıyla Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’ne bağlı tüm kooperatifler, iştirakler ve yazılım sektöründe verimliliği sağlayan yazılımları ile değer üretmekte; TARNET’in özgün yazılımı olan Akaryakıt Otomasyon Sistemi TARPET ile de Türkiye’nin 81 ili, 919 ilçesi ve 2055 noktasında, profesyonel teknik ekiple tüm kooperatiflere, iştiraklere ve akaryakıt sektörüne hizmet vermektedir.
Teknoloji, yazılım ve iletişim alanlarında eğitim hizmetleri veren TARNET Akademi, iştiraklere tarım sektöründe nitelikli insan kaynağı ve yeni nesil çiftçilere kariyer imkanları sunmaktadır.
TARNET, ülkemizin ihtiyaçlarını zamanında ve doğru tespit eden, iş geliştirme tecrübesi ile tarım teknolojileri başlığı altında Ar-Ge çalışmaları yapmakta ve tarımda sürdürülebilir geleceği tasarlamaktadır. Özellikle çiftçilerimizin girdi maliyetlerini ve harcadıkları zamanı Tarım Teknolojileri ile düşürmek amaca ile hayata geçirilen ZİHA (Zirai İnsansız Hava Aracı) ile ilaçlama ve ATS (Akıllı Traktör Sistemi) ile otomatik olarak toprak işleme, gübreleme ve ilaçlama gibi işlemleri yapabilecek.
Huzeyfe Yılmaz Yerlilik ve Mililik kavramında ne düşünüyor?
Yerlilik, yerli olanaklar ile üretimi tarif eder. Millilik ise tasarımından üretimine her aşamasına hakim olunan ürün anlamındadır. Hakimiyetten kasıt bazen mülkiyet hakkı, bazen üretim yetkinliği, bazen tasarım sahipliğidir. Yerli ve millilik, her bir stratejik sektör için önemli ancak bugün bir kez daha anlıyoruz ki Tarım’da, Tarım Teknolojilerinde çok daha önemli. Olmazsa olmazımız. TARNET olarak, mevcut veya devam eden projelerde, dışa bağımlılığı azaltacak şekilde yerlileştirme hususunda çalışmalara devam ediyoruz. Özellikle “Tarımda Milli Teknoloji Hamlesi” ne öncülük etmek için zamanımızın büyük kısmını buna ayırıyoruz.
TARNET ailesinin milli tarım teknolojileri hamlesine sağladığı katkılar, doğrudan çiftçilerimizin hayatına dokunan çalışmalar oldu. Bugün dünyanın her yerinde bir veri savaşı var. Herkes farklı verilere ulaşmaya ve veriden bilgi üreterek öne geçmeye çalışmakta. Tarımsal veri de aynı şekilde şu anda çözüm üreticileri tarafından toplanmakta ve biz bu verinin çiftçimize ait olduğunu düşünüyor ve bu hassasiyetle hareket ediyoruz. Veri mahremdir ve önemlidir. Kısaca hem teknoloji üretimi hem de yazılım anlamında yerli ve milli olmak için çalışma arkadaşlarımla birlikte gayret ediyoruz.
TÜRKSAT çalışanı mesai arkadaşlarınıza mesajınız var mı?
TÜRKSAT’ın değerini içerdeyken çok fazla anlayamayabiliyorsunuz ancak dışarı çıktığınızda bunun farkına daha fazla varıyorsunuz. TÜRKSAT, birçok alanda Türkiye’nin önünü açabilecek potansiyele sahip. Tüm arkadaşlarıma bunun farkında olarak çalışmalarını tavsiye ediyorum.
Değerli zaman diliminizi bizlere ayırdığınız için tekrar çok teşekkür eder; sağlıklı günler dileriz.
Ben teşekkür ediyor, tüm TÜRKSAT ailesine selamlarımı iletirken, ülkemizin ve ülkemize yönünü dönmüş memleketlerin, insanların iletişim alanındaki gözbebeği kurumumuzun dünya devi olmasını temenni ediyorum. Selam ve hürmetlerimle sağlıcakla kalın.
Muhsin Kemikli
Öz iletişim İş Sendikası Kültür Sanat Komite Üyesi